Bizler insanız ve çok değerliyiz....Sağlığınızın kıymetini bilin...

3 Ekim 2011

Özel Hastanelerde Dönen Dolaplar ...


Maalesef bazılarının dini de para iman'ıda, İnsan hayatı ahlaksız adamların hırsına meze ediliyor bu ülkede ve her alanda olduğu gibi kontrol zafiyeti var,ister çıkar ilişkileri deyin,ister rüşvet, vatandaşı korumak asli görevi olan Devlet ne yazık ki görevini yapmıyor,İnsan hayatı bu kadar ucuz mu bu ülkede.


Namuslu Hekimlerden Korkunç İtiraflar !
       
SSK ve Devlet Hastanelerinin yükünü azaltmak ve halkın özel hastane olanaklarından yararlanmasını sağlamak bahanesiyle yaptığı, özel hastanelerden hizmet satın almasını sağlayan düzenleme insan hayatını tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda.

İşte Tüyler Ürperten İtiraflar:

SGK’na bağlı hastalar, özel hastanelerde en kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor.
Özellikle kalp ameliyatlarında kalitesiz kataterler, iplikler,stentler, balonlar kullanılıyor. Özel hastanelerin hemen hemen hepsi katater, idrar sondası gibi tek kullanımlık malzemeleri, aynı kan grubundaki birkaç hastada tekrar tekrar kullanıyor. Böylece az ve ucuz malzemeyle çok sayıda hasta ameliyat edilerek ‘sürümden’ kazanılıyor.
       
Bir paket programından özel hastane %10 civarında kâr elde ediyorsa, malzemeleri tekrar tekrar kullanarak ya da kalitesiz malzeme kullanarak kâr oranını % 35-40’lara çıkarabiliyor.
Ameliyathanelerin durumu içler acısı. İstanbul’daki yaklaşık 26 kalp-damar cerrahisi merkezinin en az 20’sinin ruhsatı uluslararası standartlara uymadıkları için iptal edilmeli.

Devletin sağlığa ayırdığı % 5’lik bütçenin % 80’i ilaca gidiyor. Ancak Türkiye’de ilaçla ilgili bir tasarrufa gitmek imkânsız. Çünkü bir anda karşınızda ciddi devleri bulursunuz. Ayrıca pek çok hekim yazdığı  her reçeteden ilaç şirketi tarafından prim aldığı için, bu sistemi yıkmak zor. Daha uygun fiyatlı muadili olmasına rağmen ilaç şirketinden  para alan doktor pahalı ilaçları hastaya aldırıyor.
Özel hastanelerde doktorun hastayı kurtarmak için elinden geleni yapması, hasta cebinden ek para ödemediği sürece imkânsız.

Her şeye göz yumuluyor. Denetim yapılmıyor; ‘göstermelik’ yapılan denetimlerde ise sadece cihazlara, odalara, tuvaletlere bakılıyor.




“İnsanlar Ölsün ki Daha Çok Kazanalım” Diyen Doktorlar
Artık bütün vatandaşlar özel hastanelerden yararlanabiliyor! Özellikle de yıllardır SSK ve Devlet Hastanesi kuyruklarında sürünen vatandaşlar, artık en lüks özel hastanelerde ameliyat bile         olabiliyorlar! Bu olanak, sosyal güvencesi olan vatandaşı mutlu ediyor. Ama hiçbiri, hastanelerde kendileri için en kalitesiz malzemelerin kullanıldığını bilmiyor.
Bunu bilen, özel hastanelerde bu uygulamalara tanık olan ve hatta kalitesiz malzemelerle ameliyat yapıp ‘vicdan azabı’ çeken bazı hekimler, korkuyor. Hem ameliyat ettikleri hastaların ölmesinden hem de bu gerçeği kamuoyuyla paylaşmaktan. Çünkü işlerini kaybedebilirler, bir daha asla hiçbir yerde iş bulamazlar. Dahası yargılanıp mahkum  edilebilirler. Yani bir yanda ‘Hipokrat yemini’ne uygun çalışmak isteyen  doktorlar öte yanda daha iyi yaşamak için “Hastalar ölsün ki daha  çok kazanalım.” diyen doktorlar. Daha çok kazanma duygusunun hekim dünyasında ağırlık kazanmış olduğunu belirtiyor namuslu olanları.Durumdan çok rahatsızlar. Bu nedenle isimlerini vermeden anlatıyorlar.  Bunların kısmen bilindiğini söylüyorlar ve kamuoyunun bütün yapılanları  bilmesini istiyorlar.

İsimlerini vermeyen hekimlerin itirafları arasında en korkuncu ise bir kere kullanıldıktan sonra kesinlikle çöpe atılması gereken tıbbi  malzemelerin, ‘tasarruf’ olsun diye aynı kan grubuna sahip hastalarda tekrar tekrar kullanılıyor olması. Peki, SGK hastaları neden en kaliteli yerde bile en ‘kalitesiz’ sağlık  hizmetini alıyorlar?
Cevap çok korkunç, Adının açıklanmasını istemeyen bir hekim  şu bilgiyi veriyor: “15 bin YTL’lik bir kalp ameliyatına, hükümet 5-6  bin YTL ödüyor. Maliyeti yaklaşık 15 bin YTL olan bir kalp ameliyatının  5-6 bin YTL’ye mal edebilmesi için 5 milyonluk iplik yerine 1 milyonluk iplik kullanılıyor. 2.000 dolarlık ilaç kaplı stent yerine, damarda sağa  sola kayarak kısa sürede kalp krizine yol açabilen 170 dolarlık stentle  hasta ameliyat ediliyor. Ödeme gücü olan ise devletin verdiği paket  fiyatın üzerine 5-10 bin YTL eklenip en kaliteli malzemelerle ameliyat  ediliyor.”
Ama SGK dan gelen hastaların çoğu bu  bedeli ödeyemiyor. Çok düşük fiyatlara yaptığı paket anlaşmalar ise özellikle tek kullanımlık malzemelerin artık kullanılmaz hale gelene kadar tekrar tekrar kullanılmasına yol açıyor. Peki, bunu yapan özel hastanelerin oranı ne kadar yüksek? “Bunu hepsi yapıyor, ama biz yüzde  90’ı diyelim bari.” diyor yine adının saklı kalmasını isteyen bir cerrah.

Bazı yetkililerden aldığımız bilgilere göre, hastanelerimizdeki tek sorun kullanılan malzemelerin kalitesizliği değil. Ameliyathanelerin durumu da içler acısı. Bir kalp-damar cerrahının ağzından çıkan şu sözler insanı şok ediyor: “İstanbul’da kalp-damar cerrahisinin yapıldığı  yaklaşık 26 merkez var. Ancak bu merkezler ABD’de ya da Avrupa’da  olsalardı, en az 20’sinin ruhsatı iptal edilirdi. Çünkü hiçbiri ameliyathane şartlarına uygun çalışmıyor.”

Paket programdaki bir hastanın ‘kaybedilmesi’, hastane açısından daha kârlı olduğu için, hastanın yaşayıp yaşamaması da çok önemsenmiyor. Bir insanın ölmesi “eks olmak” olarak adlandırılıp sıradan bir şeymiş gibi karşılanıyor. Devlet ve SSK Hastanelerinde çalışan doktorlar, bütün bu ölümcül gerçekleri bildikleri halde, daha  çok kazanmak için, hastaları kendilerinin de çalıştıkları özel hastanelere yönlendiriyorlar. Ölen her hasta bu doktorlara daha çok  kazandırmış oluyor. Çünkü bir hasta erken ölürse hastane doktorları; tıbbi malzeme, ilaç, yoğun bakım gibi masraflara girmeden ve tedavi süreciyle yorulmadan paket fiyatını cebe indirmiş oluyor...

1 yorum: